16 Eylül 2018

Duygularım Nerede?

Ne fark ettim biliyo musun? Duygusuzlaşmışım. Nasıl anlatsam bilmiyorum aslında. Kendime yazıyorum bunları zaten de. Kendime nasıl anlatacağımı çözemiyorum. 

Duygularım bitmiş. Hislerim tükenmiş. Güven, sevgi, heyecan, mutluluk... "Normal" insanların hissettiği tüm bu duyguları, artık hissedemediğimi fark ediyorum.

Güvenmiyorum kimseye mesela. Söylenenlere ve yapılanlara baktıkça daha da belirginleşiyor bu duygum. Daha da uzaklaşıyorum. Etrafımdakilere bakıyorum. Ki en yakınlarıma, yahu bin türlü dedikodusunu yapıyor. "Öyleydi böyleydi öyle yaptı şöyle yaptı böyle etti." Bahsettiği kişiyle telefonda konuşuyor yanımda, "kikikikikiki canım benim mimimimi hihijhi" E 15 dakika önce sıçıp sıvıyodun? Ne oldu? Bana da güzel şeyler diyorsun. "Seviyorum sen, aman ne güzel adamsın, vay efendim pek hoşsun pek iyisin." Arkamı döndüğüm an neler diyorsun acaba? Bu ne riyakarlıktır ya... Nasıl güveneyim ben sana? Güvenmiyorum. Güvenemem.

Sevmiyorum kimseyi. Sevemiyorum ki. Korkuyorum ya sevdiğim zaman kelek atacak diye. Güvenimi sarsacak, sevgimin içine sıçacak diye o kadar korkuıyorum ki, sevemiyorum işte. Korkaklık mı paranoyaklık mı nedir bu? Bilmiyorum artık nedir. Ama sevemiyorum işte ya. Bu aşk meşk meselesi değil. Çok değer veriyorum, evet. Ama sevemiyorum işte ya. Başına kötü bir şey geldiğinde, başı sıkıştığında üzülemiyorum. Refleks olarak gerekeni yapıyorum, yapabildiğimi yapıyorum, müdahale ediyorum ama üzülmüyorum hiç. 20 yıllık arkadaşım, 3 yıllık sevgilinsen ayrılıyor, üzülmüyorum. Arkadaşım üzüntüden kahroluyor ama hissedemiyorum bunu içimde. O üzülüyor sadece, ben "hadi içek aq" diyebiliyorum sadece. Sevemiyorum ya, sevemiyorum işte.

Heyecanlanmıyorum. Güzel bir şeyler olduğunda heyecanlanamıyorum. O kadar sakin, o kadar normal karşılıyorum ki. Halbuki hayatımda güzel şeyler de pek sık olmaz he. Hiç olmaz desem yeridir hatta ama olduğunda bile herhangi bir heyecan hissetmiyorum. O güzel şey her ne ise oluyor, geçiyor bitiyor işte. Tadını çıkaramıyorum. Olup bitiyor zaten çabucak. Geçti gitti işte.

Mutlu olamıyorum. Önceden en küçük şeylerden bile mutluluk çıkarırıdım kendime. Bi şekilde başarırdım mutlu olmayı ya. Sevinirdim. O da yok. Zerresi yok. Mutluluğa dair hiç bir fikrim yok artık, unuttum. Hayatımda sürekli kötü şeyler olduğundan değil. Olacaklara müdahale edemiyorum zaten, oluyor. Delip geçiyor beni. Ya bari ara sıra olan iyi şeylerden mutluluk çıkar değil mi? Mutlu ol. O da yok... Ya hayatımın neredeyse tamamının beraber geçtiği kuzenim evlendi. Hem de çok sevdiği, muhteşem bi kızla evlendi ya. Mutlu olsana! Olamıyorum. Nikah şahitliği yapıyorum, düğününde horon oynuyorum. Her ihtiyacı olduğu an yanındayım ama bunların 1 tanesinden bile zerre mutluluk duymuyorum. Unutmuşum ya mutlu olmayı. Nasıl bir his hiç hatırlamıyorum artık.

Tamam abi çok şey yaşadım geçmişte. Bir sürü insanın yaşadığı gibi. Hatta daha beter şeyler yaşayanlar da var. Ama ben başkaları benden kötü şeyler yaşadı diye onlardan gaza gelip "aman be benden beteri var" diye mutlu olacak bi insan değilim ki ya. Annem öldüğünde de teselli vermeye çalıştı dürrük tanışlar. "Bizim bi komuş vardı, anası babası trafik kazasında öldüler. Kaldılar ortada yetim öksüz. Sen yine şükret." Ya buna neden şükredeyim? Başkasının acısıyla kendi acımı kıyaslayıp nasıl mutlu olabilirim, nasıl ferahlayabilirim ki? Hangi insan bunu yapabilir ki? Sıçayim onun insanlığına o zaman...

Şizofreni mi paranoya mı nedir bilmiyorum. Ümitsizlik mi, çaresizlik mi... Duygularım yok işte. Hissedemiyorum bir şey. Halimi düşününce öyle acıyorum ki kendime. Dışardan "vay bee amma yaşıyor yaaauuu" diyorlar. Ama öyle değil işte.

İçim yangın yeri. Gün be gün bittiğimi hissediyorum. Öleceğim zamanı bekliyorum sanki. Beklemek dediğim de, askerden dönen bebesini bekleyen ana gibi...

Bilmiyorum ya nerede duygularım. İçimde bir yerlerde saklı mı yoksa siktir olup onlar da mı gitti? Tıpkı abim, annem, annanem, dayım, dedem gibi onlar da mı gittiler ya?