142 yıllık tarihi barındıran İbrahim Tevfik Efendi Sahilsarayı, elektrik kontağından çıkan yangın nedeniyle kül oldu. Daha yangın devam ederken "yerine otel mi yapılacak" sorularının gündeme geldiğini de düşünürsek, bence konuyla ilgili bir şeyler yapılmalı.
Nedense bu tür durumlarda yok olan binanın mimarisine sadık kalınarak yeniden inşa ediliyor. Süslü Salon'u bile birebir yapsalar, tarih değil boya kokacağı için hiç bir anlam ifade etmeyecek. Binanın birebir aynısını yapsak dahi yok olan kitapları ve yitip giden emekleri geri getiremeyeceğimiz için kendimizi kandırmaktan başka bir işe yaramayacak. Bence olayın arkasından ağlamak yerine fırsat olarak değerlendirmek gerekir.
Yanan binanın yerine apılması gereken şey; olabildiğince görkemli, teknolojik ve çevreci bir bina inşa etmek. Öyle bir yapı olmalı ki, dünyanın her yerinden insanlar burayı görmeye gelmeli. Binayı da Galatasaraylı'lar yapmalı. Mimarlar, mühendisler kim varsa bir araya gelse, Galatasaray'a yakışır, çağımızın ötesinde bir mimari başyapıta imza atar zaten.
Boğaz'ın en güzel yerlerinden birindeki bu fırsatı tepmek kesinlikle aptallık olur.