Her yıl Ankara'nın Kalecik ilçesinde düzenleniyor. Festival ilk yıllarında yörede yetişen Kalecik Karası cinsi üzümlerden üretilen şarapların tanıtılması amacı ile düzenlenmeye başlanmış ancak yıllar geçtikçe şarap festivali olmaktan çıkıp, sahnesi olan büyük bir pazar yerine dönmüş... Önceki seçimleri AKP'nin kazandığını ve festivalin adını üzüm festivali olarak değiştirdiğini öğrendik. Festivalin gerçek adı Kalecik Karası Şarap Festivali imiş.
Sakın ola bu festivale "şarap festivaline gidiyoruz" niyetiyle gitmeyin. Büyük bir hayal kırıklığı yaşarsınız. Koca festival alanında 5 tane şarap standı görebildim. Onun dışında bolca ay çekirdeği, kavun, yörede yetişmiş sebzeler, dönerci, takı-tokacı ve gözlemeci dolu her yer. Avon hatta Amway satan tezgahlar bile mevcut. Festivalin adı ile pek alakası yok yani.
Alanı dolaşmamız yaklaşık 45 dakika sürdü. Bu süre zarfında karnımızı doyurup 4 farklı şarabın tadına baktık ve bir kaç şişe satın aldık. Festival alanına kurulan sahnede yöresel sanatçılar türkü söyleyip millete halay çektiriyordu. İlerleyen saatlerde de Türk Hava Kurumu'nun paraşütçüler ile yapacağı gösterilerin olacağı duyuruluyordu ancak vakit geçireceğimiz bir şey bulamadığımız için bu gösteriyi bekleyemedik.
Festival alanından Kırıkkale yoluna çıkıp yaklaşık 2km gittikten sonra Kalecik Şarap'ın fabrikasına giden toprak bir yol ayrılıyor. Bölgeye giderseniz mutlaka ziyaret etmenizi öneriyorum. Fabrikayı gezip üretilen şarapları tatmanız mümkün. Öküzgözü, Boğazkere ve Cabarnet Sauvignon gibi bir kaç çeşit şarapları mevcut. Fabrikayı turladıktan sonra masaya oturup tatmak istediğiniz şarabı söylüyorsunuz. Bir kaç kuruyemiş ile beraber hemen masanıza geliyor. Ayrıca arkadaki başka bir masada yemek servisi yapılıyor idi. Tanıdıkları mı yoksa aynı zamanda et yemekleri de mi sunuyorlar bilemiyorum. Ben Kalecik Karası 2003 ve Cabarnet Sauvignon 2003 şaraplarını tattım. Cabarnet Sauvignon'u çok beğendim. Kalecik Karası'na göre daha keskin bir tadı var. Ağızda bıraktığı tat çok güzel. Cabarnet Sauvignon, Fransa kökenli bir üzüm çeşidiymiş. Ege Bölgesi'nde bolca yetiştiriliyormuş.
Fabrikada sadece çelik tanklar bulunuyor. Ben meşe fıçıları da görebileceğimi ummuştum. Konuyu yetkililerden birine sorduğumda şu cevabı aldım: Ülkemizde yetişen üzümlerin aromaları çok yoğun. Fransa gibi kuzey ülkelerde yetişen üzümlerin aromaları ise bu kadar yoğun olmadığı için meşe fıçısı ile aromalandırılıyor. Meşe fıçılarda üretilen şaraplar, kendine has aromasını kaybedip meşenin aromasını alıyor ve bu da şaraplarımızın lezzetini çok değiştiriyor.
Sonuç itibari ile güzel bir gün geçirdim ama beklediğim gibi bir festival de değildi. Şarap ve şarap üretimi ile ilgili çok daha fazla bilgi edineceğimi düşünüyordum ancak onun yerine bir kaç şarap tattığım yöresel bir pazara gitmişim gibi geldi...
